Perşembe, Ocak 20, 2011

Hareket!

Eskiden msn iletilerine yazı yazanları ya da blog yazanları acımasızca eleştrir, bunun çocukluk olduğunu düşünürdüm. Her yaptığını yazan ya da ilgi çekmeye çalışan insanların kullandığı bir şey gibi geliyordu bana. Şimdi dönüp baktığımda ise çocukluk eden benmişim meğer. Herkes bir şekilde kendini ifade ediyor, etmekte zorunda. İnternetin mükemmel olmasının sebebide bu değil mi zaten? Özgür bir ortam, hatta o kadar özgür ki tehlikeli boyutlara bile çıkabiliyor. Neyse sonuçta fiziksel olarak görüşebilmemiz mümkün olmayan insanlarla bir şekilde iletişime geçmemize vesile oluyor. Güzelde oluyor. Öyle ya da böyle bende artık blogumu daha aktif kullanmam gerektiğini anladım. Sonuçta insan hatalarından ders almalı. :)

Başladığımdan beri kafamda olan sigarayı bırakma planım artık hayata geçecek. Öksürmekten, balgam çıkarmaktan ve azıcık bir tempo artışında tıkanmaktan bıktım artık. Şimdiye kadar kendime bulduğum bahaneler artık olmayacak. Bu sömestrda evime gider gitmez bu planı yürürlüğe koyuyorum. Sevmeye sevmeye içmeye başlayan bir salak olarak ilk planım sigarayı bırakmak, kesin olarak.

Zaman ne kadar da hızlı geçiyor. Daha dün gibi hatırlıyorum üniversiteye geldiğim ilk günü. Heyecanlıydım, meraklıydım, istekliydim ve kafamda saç vardı, gürdü baya hemde. :D Derken zaman aktı gitti ve ben kendimi her hafta sonu ve her sınavdan sonra not hesaplarken buldum. Dersten geçecek miyim, kalacak mıyım? Kalırsam bir dahaki dönem açılır mı? Yaz okuluna gelmek zorunda kalacak mıyım? Ortalamam 1.8 i geçecek mi? gibi sürüsüne bereket endişem oldu. Günlerim panik içinde genellikle bir sürü plan yaparak ve bunların hiçbirini yapamayarak hatta ve hatta başlayamayarak geçti. Sadece bir dönem; " Ulan bu sefer kesin başlıyorum adam gibi çalışıp yapıcam" diyebildim ve muhteşem geçen dönemin sonunda tam finallere girerken matematik hocalarımızla yaptığımız bir halı saha maçı sonrası üşüterek yine kaldım sınıfta. O zaman anladım ki sadece çalışmak yetmiyor. Hayatını da düzenleyeceksin, plan program yapacaksın, strateji belirleyeceksin. Hiçbir zaman düzenli çalışan, her akşam tekrar yapan bir öğrenci olmadım ama gerekli zamanlarda gerekli hamleleri yaparak bugünlere bir şekilde geldim. Gurur duymuyorum ama pişmanda değilim açıkçası. Sınıf ilerledikçe eski taktiklerimin bir işe yaramadığını gördüm ama bu sadece çalışmak ya da çalışmamak olayı değildi. Belki bedenen bulunduğum yerdeydim ama zihnen burda olamadım bir türlü. Daha yeni yeni kavrıyorum çoğu şeyi. Yumurta kapıya dayanınca, hıhı evet. Tam artık olgunlaşmışken ve derslere tam gaz devam edecekken başka bir sorunla karşılaştım; zaman yetersizliği. İstediğin zaman yapmak istediğin şeyi yapmak diye bir şey yok, kimse kimseyi kandırmasın. Belki sonra ama şimdilik öyle birşey yok onu biliyorum. Hiçbir zaman rahatlama diye birşeyde yok. Sürekli akıyor zaman, sürekli birşeyler oluyor. Şöyle bi oturupta bakamıyorsun yani.
İstediğin an odaklanmak inanılmaz bir irade gerektiriyor ki ben bunu pek başaramadım bu son 5 senede. Ondan önce gayet iyiydim aslında. İstediğim her şeye odaklanabiliyordum ne zaman istersem. Ama sonra birşeyler oldu ve ben zamanda kayboldum. Hiçbirşeye odaklanamaz oldum. Herşeyle aynı anda ilgilenmeye çalıştım. Sonuç tabiki felaket oldu. Şimdilerde ne zaman birşey yapmak istesem uykum gelir oldu. Ders çalışsam uykum geliyor, hobilerimle uğraşmak istesem uykum geliyor. En ufak heyecan duyduğum hiçbirşey yapamaz oldum. Kafam çok dolu. Gerekli gereksiz herşeyi düşünüyorum sebepsiz yere. Sürekli bir çözüm bulma çabası içerisindeyim. Bulunduğum yer, ortam vs. de buna yardımcı oldu tabi ki ama bu duruma düşmemem gerekirdi bence. Neyse bu sorunuma yanıt ararken bir arkadaşımın bahsettiği bir yöntem ilgimi çekti. Çok fazlı uyku düzeni.

Çok fazlı uyku düzeni, Da Vinci uykusu adıylada bilinir, gün içinde her 4 saatte bir 20-30 dk uyuyarak toplamda 2-3 saat uyku uyumak ve tek fazlı uykuya göre 5-6 saat kazanmayı amaçlıyor. Uykunun en önemli kısmının REM uykusu olduğu tezine dayanarak vücuda, her uyuduğunda REM uykusunu almayı öğretmek olay. Bu teze göre REM uykusu dışında geçirilen süre gereksiz ve zaman kaybından başka birşey değil. Bunları okuduktan sonra biraz heyecanlandım açıkçası. Çünkü fazladan o kadar vakitle istediğim ve yapamadığım birçok şeyi yapabilirim. Notlarımıda yükseltebilirim belkide. Anlatırken ne güzel ama buna uyum sağlama süreci çok sancılı. Öyleymiş yani, deneyenlerin tecrübelerinden söylüyorum. Yıllardır 7-8 saat uyumaya alışmış bir bünyeyi bir anda çok fazlı uykuya geçirip 2 saat uyuyarak hayata devam etmek biraz sıkar açıkçası. İnternette bununla ilgili bir çok makale falan var. Bazı insanlarda denemiş bu konu hakkında günlük falan tutmuşlar, blog yazmışlar. Bende biraz okudum öncelikle onların tecrübelerini ki bakalım kendime uygulayabilecek miyim? Olayın riskleri neler? Bi dezavantajı var mı? Sonra eldeki arpadanda olmayalımda. :) Okuduğum şeyler arasında 2-3 haftalık fiziksel yorgunluğun ve depresyonun dışında pek bir olumsuz etken görmedim. Hatta o evre geçildikten sonra mükemmel hissettiklerini falan söylüyorlar. Gerçektende inanırsın yani biraz hayal edince, düşününce falan. Herşey çok güzelde şöyle bir sorun var; bu planı uygulamam imkansız görünüyor. Çünkü 4 saatte bir 30 dk. uyuma işi yalan olur bende. Okul var, sınav var, birşeyler var işte. Burdada yardıma yine yapanlardan bir tecrübe koşuyor. Diyor ki; eğer REM uykumu iyi aldıysam uyanık kaldığım süreyi 6-7 saate çıkarabiliyorum. Çok güzel ama bunu söyleyen kişi hayatını buna göre ayarlamış durumda. Beslenmesi, işi, ailesi, kısacası her türlü koşulu uygun amcamın. Bir kere adam vejeteryan yani. Sindirim için bizim gibi enerji harcamıyor. O yüzden bu planı biraz modifiye etmeye karar verdim. yani 4 saat yerine daha uzun mesela 8 saat gibi birşey düşünüyorum ki ders programıma falan uysun. Neyse onu yine düşünüp hesaplamak lazım. Yaparsam buraya günlük olarak koymayı düşünüyorum zaten.

Bir sonraki döneme sağlam girmek için, notları yükseltip hayat kalitemi artırmak adına bazı planlarım var işte kısaca. Önce sigara bırakılacak, bunun içinde günlük yolunu deneyelim bakalım birde. Gün gün yazacam ulan. Hadi bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder