Cumartesi, Ocak 29, 2011

Sigarayı bırakmak…5.-6. Günler

bb0kvpg84b76h8gmh

   Gribimin geçmesi ile birlikte en zor günlerim bu 5. ve 6. günler oldu. Açıkçası etrafta herkes sigara içerken canım çekmese bile alışkanlıktan dolayı bir garip oldum. Elim sürekli hatırladığı bir hareketi yapmamanın garipliğini ve stresini yaşarken bende ona hakim olmaya çalışıyordum. Elimi oyalayacak bir şeylerde bulmadım, yöntemi sevmediğimden dolayı. Daha öncede dediğim gibi bilinçli olarak düşünmemek lazım. Yani aklıma geldiği zaman hemen başka bir düşünceye yoğunlaştım. Başka şeyler düşündüm, yazı yazdım ya da kitap okudum. Bıraktıktan sonra asla; “Şimdi bir sigara ne güzel giderdi.” ya da “Ulan hep böyle bir anda sigara içerdim he.” dememek lazım. Böyle böyle kırılıyor zaten insan.

   Bunların dışında genel olarak daha iyi hissediyor insan. Nefes alıp verirken, aktiviteler yaparken rahat hissediyorum. Tabi kötü kokuların kaybolmasından daha öncede bahsetmiştim. Hem kendiniz hem de çevrenizdekiler baca kokusundan rahatsız olmuyorlar. Gülümseme Çok farklı bir olay olmadı bu iki günde. Gün geçtikte daha çok alışıyorum ve gün içinde daha az aklıma geliyor. Plan işe yarıyor demek ki.

 

Perşembe, Ocak 27, 2011

Sigarayı bırakmak…4. Gün

bb0kval1ipa0887c9

   Her geçen gün daha da kolaylaşıyor sanki işler. Çok yoğun olursunda aklına gelmez ya hani, öyle bir durumda yok bende. Gayet boş beleş bir şekilde takılıyorum ve kolaylaşıyor her şey güzelce.

   Nikotin ihtiyacı değil de daha çok el alışkanlığının zorluğunu yaşıyor insan ilk zamanlar. Başım falan ağrımadı daha, uykumda gelmedi normalden fazla ya da başka herhangi bir değişiklikte görmedim ekstra olarak. Ağızdaki kötü tadın olmaması, elin leş gibi kokmaması ve sabah kalktığındaki boğaz durumunun yaşanmaması güzel şeyler tabi. Gülümseme 

   Aslında sigarayı bırakırken pipoyla işi kolaylaştırır öyle bırakırım diyordum. Sonra düşündüm ki dumana biraz ara vermek gerekiyor ama 10. gün falan belki bir tüttürebilirim pipomu. Yoksa bir şekilde ondanda sigara gibi faydalanacaktım hatta belki de onu içime çekecektim. Alışkanlıkları başka alışkanlıklarla bırakmak bana doğru gelmiyor. Başlı başına bağımlılık olayına zaten kıl oluyorum. Yüzleşmek, hesaplaşmak gerek. Seçimler yapmak gerek. Bir şeyler yapmalı, harekete geçmeli insan.

Çarşamba, Ocak 26, 2011

Sigarayı bırakmak… 3. Gün

Smoking-Kills-57870

   Zorlu 3 günlük periyodu sağ salim tamamlamış bulunuyorum. Bugün çok zor bir gündü aslında. Önce dostumun, Aycan’ın karşımda kahve yanı sigarası keyfini izlemek zorunda kalmak, sonrada ardı ardına sigara yakan halamla oturmak ve en sonda yanımda maaile sigara içilmesi hayli zordu. Ama yine istemedim ve içmedim. Çok rahat içebilirdim de ancak aşırı derecede içmek isteği gelmedi içimden. Zor olmasına zordu evet ama o kadar da değil aslında. Biraz kendine hakim olmak yetiyor.

   Değişiklikler olarak, nefesimin biraz daha açıldığını hissediyorum ve nefes alıp verirken ki sesler kaybolmuş durumda. Tempolu yürürken ya da hafif tempo koşarken tıkanmalarım azaldı. Dişlerimi fırçalarken ve öksürürken çıkarıyor olduğum balgam miktarında da önemli bir azalma söz konusu. Tuvalet alışkanlığımda düzeldi. Sigaranın etkileri yavaş yavaş çıkıyor bedenimden ve bu gayet güzel bir his. Kesinlikle tavsiye ederim. Gülümseme

Salı, Ocak 25, 2011

Sigarayı bırakmak… 2. Gün

smoking-kills-speed-l

   Sigarayı bırakmak istediğinizde en önemli periyod ilk 3 gündür derler. Eğer bu 3 gün sigarasızlığa dayanabilirseniz bundan sonrası çokta zor olmaz denir. Bugün 2. günümdeyim ve pek zorlandım denemez.

   Sabah normalden biraz erken kalktım ama bunun gribimle alakalı olduğunu düşünüyorum. Kalkar kalkmaz hemen çay demledim. Çünkü yanında sigarayı sevdiğim şeyleri birer birer silmem ve düzeltmem gerek. Çay, kahve, kola gibi. Normalde sabah kalktığımda hemen bir tane çekerdi canım. Bu sabah aklımda yoktu, çayı demledim bir güzelde içtim. Yine bir şey gelmedi aklıma. Başkalarından duyduğum üzere uykum falanda gelmedi. Gayet güzel gidiyor aslında her şey.

   Kadıköy’e yürüdüm, eskiden sıkça yaptığım gibi. Yine bir sürü değişiklik falan gördüm. Sürekli değişiklik aslında birazda can sıkıcı. Bir şeylerin oturmuş olması lazım artık. Bilmiyorum belki de gereklidir değişiklikler. Hava biraz soğuktu aslında ama sevdiğim bir hava çeşididir kendisi, sorun yok o yüzden. Evet, nereye baksam sigara içenlere dikkat ettim. Evet, yerdeki izmaritler çok dikkatimi çekti. Evet, lan bir fırt ya ne olacak ki? ikilemini yaşadım. Ama kısa bir andı o ve geçti. Yani hemen başka şeyler düşündüm.

   Kahve aldım, filtre kahve, ki kendisi sigarayı yanında en çok tükettiğim şeydir. İlk başta biraz tırstım aslında zira kahvenin kokusunu içime çeker çekmez zihnimde kocaman bir sigara panosu yandı renkli renkli. Acaba tam bırakmadan önce azaltsa mıydım? diye bir geçti içimden. Ama işte bu noktada insan kendini böyle düşüncelere kaptırmamalı ve hemen kontrolü eline almalı başka şeyler düşünmeli. Çünkü o konuya odaklandıkça kontrol elden gidiyor ve mantıksız olan ne varsa mantıklı gelmeye başlıyor. Neyse hemen kahveyi yaptım, mis gibide koktu valla burnuma burnuma. Sigara hayalleri böyle anlık görüntüler halinde gözümün önüne falan gelmeye başladı. Çıkardım paketi koydum gözümün önüne, yanında da kahve içiyorum. İçmiyorum ulan seni dedim ve içmedim. Gülümseme

   Sonrası zaten normal geçti. Normalde ne yapıyorsam onları yapmaya devam ettim. Pek aklıma gelmedi öyle, kriz geçirecek kadar. Kararlı olmak çok önemli bu bırakma işinde. En ufak bir şüphe, en ufak bir zayıflık anı alıp götürüyor her şeyi. Bende o yüzden kaçmak yerine yüzleşmeyi seçtim. Her an elimin altında olsun, sürekli sigarayı anımsatan şeyler yapayım ama içmeme engel olayım diye. İrade kullanmalı biraz.

Pazar, Ocak 23, 2011

Sigarayı bırakmak… 1. Gün

smoke kills

   Her geçen gün bırakması daha da zorlaşan ve geri dönüşü olmayan bir yola girmeye başladığım bu bağımlılığa bir son vermem gerekiyordu. 3 yıl önce karanfilli sigara ile başladığım bu maceraya veda etmek öyle kolay bir iş değil. Moralini yüksek tutmalı ve sigarayı bırakmayı gerçekten istemeli insan. Daha önceki tecrübelerimden bildiğim üzere kafada bitmeyen sigara hayattan çıkmıyor. En fazla 2 gün içmedikten sonra katlanarak geri dönüyor ve 1 paket içerken günde 1.5 hatta 2 pakete çıkabiliyor insan.

   Öncelikle belirtmek isterim ki, almış olduğum bu kararımda sigara fiyatlarına gelen zamların hiçbir etkisi yoktur. Gülümseme  Tamamen sağlıkla ilgili falan.

   Bırakma kararını 3 gün önce vermiştim ve çok şanslı bir şekilde ertesi gün grip oldum. Prensip ve can havli olsa gerek, boğazım acıdığı zaman sigara pek içmem. Başlama gününü evime geldiğim gün, yani bugünü, seçmiştim ve havaalanında yasak oluşu sayesinde uçağa binene kadar pek aklıma gelmedi açıkçası. Uçakta kitap okudum az bir süre, sonrada uyuyakalmışım zaten. “İnince hemen sigara yakmam lazım!” gibi bir düşünceyi de böylece atlatmış oldum. Yolculuk heyecanı yerini İstanbul’un muhteşemliğinin tadını çıkarmaya bırakırken eve doğru yola çıktım. Özlüyorum İstanbul’u, o ayrı bir konu tabi. Her zamanki gibi yine yapılan değişikliklere vermiştim dikkatimi. Yollar değişiyor, güzergahlar değişiyor, binalar, kaldırımlar, duraklar, her şey değişip duruyor İstanbul’da, yakalamak zor uzun süre ayrı kalınca. Derken eve geliyorum, kahvaltı yapıp gece uyuyamadığım uykumu almak üzere yatağa bırakıyorum kendimi. Yemek arkasını da atlattım, rahatım. Uyandıktan sonrada aklıma gelmedi hiç, daha çok ailemle sohbet ettim, her sigara yakışlarında sigaralarını süzerek. Canım istemedi ama alışkanlık işte eksiklik hissediyor insan gereksiz yere. Muhabbet uzadı gitti, hasretimizi giderdik ve zaten akşam olmuştu bile. Sadece akşam nette gezinirken sigara içen bir adamın resmini gördüğümde biraz sıkıntı çektim ama dayandım. Hala yorgunum, o yüzden çok geç olmadan yatmayı düşünüyorum. Yani ilk günü kazasız atlatmış bulunuyorum.

   Grip olmuş olmamın çok büyük etkisi var aslında ilk gün ihtiyaç hissetmemiş olmama ama bu sefer kararlıyım. Güç benimle. Gülümseme  Bir de her an mutlaka yanımda sigara bulunduruyorum ki tamamen kafamda bitireyim ve irademi geliştirebileyim. Bırakmak için sigara almamak ya da bitmesini beklemek bana pek mantıklı gelmiyor. Bence her an ulaşabileceğin bir yerde olmalı ve onu içmemeyi seçmelisin. İnanmalı insan önce kendine. Ciddi olarak zararlarını düşünüp kararını vermek lazım. Ben öyle yaptım en azından.

Perşembe, Ocak 20, 2011

Hareket!

Eskiden msn iletilerine yazı yazanları ya da blog yazanları acımasızca eleştrir, bunun çocukluk olduğunu düşünürdüm. Her yaptığını yazan ya da ilgi çekmeye çalışan insanların kullandığı bir şey gibi geliyordu bana. Şimdi dönüp baktığımda ise çocukluk eden benmişim meğer. Herkes bir şekilde kendini ifade ediyor, etmekte zorunda. İnternetin mükemmel olmasının sebebide bu değil mi zaten? Özgür bir ortam, hatta o kadar özgür ki tehlikeli boyutlara bile çıkabiliyor. Neyse sonuçta fiziksel olarak görüşebilmemiz mümkün olmayan insanlarla bir şekilde iletişime geçmemize vesile oluyor. Güzelde oluyor. Öyle ya da böyle bende artık blogumu daha aktif kullanmam gerektiğini anladım. Sonuçta insan hatalarından ders almalı. :)

Başladığımdan beri kafamda olan sigarayı bırakma planım artık hayata geçecek. Öksürmekten, balgam çıkarmaktan ve azıcık bir tempo artışında tıkanmaktan bıktım artık. Şimdiye kadar kendime bulduğum bahaneler artık olmayacak. Bu sömestrda evime gider gitmez bu planı yürürlüğe koyuyorum. Sevmeye sevmeye içmeye başlayan bir salak olarak ilk planım sigarayı bırakmak, kesin olarak.

Zaman ne kadar da hızlı geçiyor. Daha dün gibi hatırlıyorum üniversiteye geldiğim ilk günü. Heyecanlıydım, meraklıydım, istekliydim ve kafamda saç vardı, gürdü baya hemde. :D Derken zaman aktı gitti ve ben kendimi her hafta sonu ve her sınavdan sonra not hesaplarken buldum. Dersten geçecek miyim, kalacak mıyım? Kalırsam bir dahaki dönem açılır mı? Yaz okuluna gelmek zorunda kalacak mıyım? Ortalamam 1.8 i geçecek mi? gibi sürüsüne bereket endişem oldu. Günlerim panik içinde genellikle bir sürü plan yaparak ve bunların hiçbirini yapamayarak hatta ve hatta başlayamayarak geçti. Sadece bir dönem; " Ulan bu sefer kesin başlıyorum adam gibi çalışıp yapıcam" diyebildim ve muhteşem geçen dönemin sonunda tam finallere girerken matematik hocalarımızla yaptığımız bir halı saha maçı sonrası üşüterek yine kaldım sınıfta. O zaman anladım ki sadece çalışmak yetmiyor. Hayatını da düzenleyeceksin, plan program yapacaksın, strateji belirleyeceksin. Hiçbir zaman düzenli çalışan, her akşam tekrar yapan bir öğrenci olmadım ama gerekli zamanlarda gerekli hamleleri yaparak bugünlere bir şekilde geldim. Gurur duymuyorum ama pişmanda değilim açıkçası. Sınıf ilerledikçe eski taktiklerimin bir işe yaramadığını gördüm ama bu sadece çalışmak ya da çalışmamak olayı değildi. Belki bedenen bulunduğum yerdeydim ama zihnen burda olamadım bir türlü. Daha yeni yeni kavrıyorum çoğu şeyi. Yumurta kapıya dayanınca, hıhı evet. Tam artık olgunlaşmışken ve derslere tam gaz devam edecekken başka bir sorunla karşılaştım; zaman yetersizliği. İstediğin zaman yapmak istediğin şeyi yapmak diye bir şey yok, kimse kimseyi kandırmasın. Belki sonra ama şimdilik öyle birşey yok onu biliyorum. Hiçbir zaman rahatlama diye birşeyde yok. Sürekli akıyor zaman, sürekli birşeyler oluyor. Şöyle bi oturupta bakamıyorsun yani.
İstediğin an odaklanmak inanılmaz bir irade gerektiriyor ki ben bunu pek başaramadım bu son 5 senede. Ondan önce gayet iyiydim aslında. İstediğim her şeye odaklanabiliyordum ne zaman istersem. Ama sonra birşeyler oldu ve ben zamanda kayboldum. Hiçbirşeye odaklanamaz oldum. Herşeyle aynı anda ilgilenmeye çalıştım. Sonuç tabiki felaket oldu. Şimdilerde ne zaman birşey yapmak istesem uykum gelir oldu. Ders çalışsam uykum geliyor, hobilerimle uğraşmak istesem uykum geliyor. En ufak heyecan duyduğum hiçbirşey yapamaz oldum. Kafam çok dolu. Gerekli gereksiz herşeyi düşünüyorum sebepsiz yere. Sürekli bir çözüm bulma çabası içerisindeyim. Bulunduğum yer, ortam vs. de buna yardımcı oldu tabi ki ama bu duruma düşmemem gerekirdi bence. Neyse bu sorunuma yanıt ararken bir arkadaşımın bahsettiği bir yöntem ilgimi çekti. Çok fazlı uyku düzeni.

Çok fazlı uyku düzeni, Da Vinci uykusu adıylada bilinir, gün içinde her 4 saatte bir 20-30 dk uyuyarak toplamda 2-3 saat uyku uyumak ve tek fazlı uykuya göre 5-6 saat kazanmayı amaçlıyor. Uykunun en önemli kısmının REM uykusu olduğu tezine dayanarak vücuda, her uyuduğunda REM uykusunu almayı öğretmek olay. Bu teze göre REM uykusu dışında geçirilen süre gereksiz ve zaman kaybından başka birşey değil. Bunları okuduktan sonra biraz heyecanlandım açıkçası. Çünkü fazladan o kadar vakitle istediğim ve yapamadığım birçok şeyi yapabilirim. Notlarımıda yükseltebilirim belkide. Anlatırken ne güzel ama buna uyum sağlama süreci çok sancılı. Öyleymiş yani, deneyenlerin tecrübelerinden söylüyorum. Yıllardır 7-8 saat uyumaya alışmış bir bünyeyi bir anda çok fazlı uykuya geçirip 2 saat uyuyarak hayata devam etmek biraz sıkar açıkçası. İnternette bununla ilgili bir çok makale falan var. Bazı insanlarda denemiş bu konu hakkında günlük falan tutmuşlar, blog yazmışlar. Bende biraz okudum öncelikle onların tecrübelerini ki bakalım kendime uygulayabilecek miyim? Olayın riskleri neler? Bi dezavantajı var mı? Sonra eldeki arpadanda olmayalımda. :) Okuduğum şeyler arasında 2-3 haftalık fiziksel yorgunluğun ve depresyonun dışında pek bir olumsuz etken görmedim. Hatta o evre geçildikten sonra mükemmel hissettiklerini falan söylüyorlar. Gerçektende inanırsın yani biraz hayal edince, düşününce falan. Herşey çok güzelde şöyle bir sorun var; bu planı uygulamam imkansız görünüyor. Çünkü 4 saatte bir 30 dk. uyuma işi yalan olur bende. Okul var, sınav var, birşeyler var işte. Burdada yardıma yine yapanlardan bir tecrübe koşuyor. Diyor ki; eğer REM uykumu iyi aldıysam uyanık kaldığım süreyi 6-7 saate çıkarabiliyorum. Çok güzel ama bunu söyleyen kişi hayatını buna göre ayarlamış durumda. Beslenmesi, işi, ailesi, kısacası her türlü koşulu uygun amcamın. Bir kere adam vejeteryan yani. Sindirim için bizim gibi enerji harcamıyor. O yüzden bu planı biraz modifiye etmeye karar verdim. yani 4 saat yerine daha uzun mesela 8 saat gibi birşey düşünüyorum ki ders programıma falan uysun. Neyse onu yine düşünüp hesaplamak lazım. Yaparsam buraya günlük olarak koymayı düşünüyorum zaten.

Bir sonraki döneme sağlam girmek için, notları yükseltip hayat kalitemi artırmak adına bazı planlarım var işte kısaca. Önce sigara bırakılacak, bunun içinde günlük yolunu deneyelim bakalım birde. Gün gün yazacam ulan. Hadi bakalım.